sorularla karşı-karşıya kalmıştır. Evreni ve insanı tanıma, nereden geldiği ve nereye gideceği
konusundaki öğrenme isteği insanlığın felsefeyi oluşturmasında yardımcı olmuştur. Dünyayı
tanıma ve yorumlama noktasında çok çeşitli sorular soruldu. Yanıtlaması imkânız gibi görünen
sorularda tarih ilerledikçe ve insanlık geliştikçe cevaplamaya başlandı. Bu en başta tarihin
durmadan ileriye
doğru hareket etmesinin bir sonucu olarak böyleydi.
İnsanların bu akışa ayak uydurmak ileriye doğru hareket edip yönünü belirlemek ve yaşamla beslenip bütünleşmesi gerekmektedir. Yaşamın gerisinde kalmamak için, neden sonuç ilişkisi doğru yorumlama yöntemini insanlığa sunan felsefeyi tanımak bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.
Eski Yunan filozofları felsefeden bilgininin sevgisini çıkardılar ve bu sevgisi bir bağa dönüştü.
“Neden?” sorusu sorularak sonuçlara daha kolay ulaşılmaya başlandı. Felsefe kendini tamamen
insanlığın hizmetine sunarak bütün çağlarda varlık buldu. Felsefe nedir? sorusuna dair birçok çeşitli tanımlamaları birlikte getirdi.
“Neden?” sorusu sorularak sonuçlara daha kolay ulaşılmaya başlandı. Felsefe kendini tamamen
insanlığın hizmetine sunarak bütün çağlarda varlık buldu. Felsefe nedir? sorusuna dair birçok çeşitli tanımlamaları birlikte getirdi.
Dünyayı ve insanı tanımlamamız noktasında aydınlatıcı bir rol oynayan felsefe bugün iki farklı
dünya görüşü olarak karşımıza çıkar. Birincisi; burjuvazinin çıkarlarını temsil eden idealist felsefe.
İkincisi ise; proletaryanın dünya görüşü olan diyalektik ve tarihi materyalist felsefesidir. Burjuvazinin idealist
felsefesi; felsefenin sadece boş zamanları doldurmak için “elit, seçkin zümrenin” özel bir uğraş
olduğu propagandasını yaparak irdeleyip sorgulamadan uzak farkındalığı olamayan bilinçsiz bir toplum yaratma uğraşı içerisindedir. Beyinler bu şekilde zehirletilerek olaylar karşısında savunmasız
kalmamıza
neden olur. Gerçeğin bilinmeyeceğini düşünür, başımıza gelen her şeyin anlaşılmaz bir alınyazısı
olarak görürüz. Burjuvazi kendi çıkarlarını temsil eden düşünceyi yaymak ve sorgulamayan bir
toplum
yaratma telaşı içerisindedir. Var olan sınıflı toplumların dokunulmaz olduğunu ve onu değiştirmenin mümkün
olamayacağını düşüncesini hakim kılmayı hedefler. Bunu yaparken de bütün ideolojik aygıtlarını
seferber eder.
dünya görüşü olarak karşımıza çıkar. Birincisi; burjuvazinin çıkarlarını temsil eden idealist felsefe.
İkincisi ise; proletaryanın dünya görüşü olan diyalektik ve tarihi materyalist felsefesidir. Burjuvazinin idealist
felsefesi; felsefenin sadece boş zamanları doldurmak için “elit, seçkin zümrenin” özel bir uğraş
olduğu propagandasını yaparak irdeleyip sorgulamadan uzak farkındalığı olamayan bilinçsiz bir toplum yaratma uğraşı içerisindedir. Beyinler bu şekilde zehirletilerek olaylar karşısında savunmasız
kalmamıza
neden olur. Gerçeğin bilinmeyeceğini düşünür, başımıza gelen her şeyin anlaşılmaz bir alınyazısı
olarak görürüz. Burjuvazi kendi çıkarlarını temsil eden düşünceyi yaymak ve sorgulamayan bir
toplum
yaratma telaşı içerisindedir. Var olan sınıflı toplumların dokunulmaz olduğunu ve onu değiştirmenin mümkün
olamayacağını düşüncesini hakim kılmayı hedefler. Bunu yaparken de bütün ideolojik aygıtlarını
seferber eder.
Marksizm’in bilimsel felsefesi ise, burjuvazinin aksine felsefenin boş zamanları doldurmak ve
“elit, seçkin zümrenin” özel bir uğraşı olmadığı ortaya koyar. Marksizm bilimsel felsefesi hayatı
kavrayan ve yaşam koşullarının zorlukları karşısında çözüm üreten bir toplum yaratmanın yöntemini sunar. Marksist felsefeyi biçimsel olarak değil siyasal, sosyal gelişmeleri bunlara
karşı olacağımız tutumumuzu doğru belirlemeye yardımcı olan bir yöntem sunma
özelliği taşıdığı için öğrenmeliyiz. İçinde bulunduğumuz hayatın koşullarında karşılaştığımız
sorunların çözümünde onun yol göstericiliğine ihtiyacımız vardır. Evreni, insanı anlamak ve
buna bağlı olarak dünyayı yeniden şekillendirip daha güzelini insanlığa sunmak gibi bir
hedefimiz varsa Marksist görüş açısıyla yaklaşmak ve olayların doğru çözümünü bulmak gerekir.
Felsefe pratik
yaşamın içinden çıkar ve biz pratik yaşamı kavradığımız oranda olumsuz olanı değiştirme konusunda
başarılı olabiliriz. Çünkü Marksizm’in bilimsel felsefesi halkların elindeki en etkili silahtır.
“elit, seçkin zümrenin” özel bir uğraşı olmadığı ortaya koyar. Marksizm bilimsel felsefesi hayatı
kavrayan ve yaşam koşullarının zorlukları karşısında çözüm üreten bir toplum yaratmanın yöntemini sunar. Marksist felsefeyi biçimsel olarak değil siyasal, sosyal gelişmeleri bunlara
karşı olacağımız tutumumuzu doğru belirlemeye yardımcı olan bir yöntem sunma
özelliği taşıdığı için öğrenmeliyiz. İçinde bulunduğumuz hayatın koşullarında karşılaştığımız
sorunların çözümünde onun yol göstericiliğine ihtiyacımız vardır. Evreni, insanı anlamak ve
buna bağlı olarak dünyayı yeniden şekillendirip daha güzelini insanlığa sunmak gibi bir
hedefimiz varsa Marksist görüş açısıyla yaklaşmak ve olayların doğru çözümünü bulmak gerekir.
Felsefe pratik
yaşamın içinden çıkar ve biz pratik yaşamı kavradığımız oranda olumsuz olanı değiştirme konusunda
başarılı olabiliriz. Çünkü Marksizm’in bilimsel felsefesi halkların elindeki en etkili silahtır.
Felsefe öğrenmenin elbette zorlukları vardır ama ulaşılmaz bir şey gibi de görülmemelidir. Marksist
felsefeyi öğrendikçe bakış açımıza katkılarıyla bütün bu zorluları üstesinden gelip bilimsel bir bakış
açısı kazandıracaktır. Marksist felsefenin öğrenilmesi çalışmalarımızda dolaysız bir biçimde yarar
sağlayacak ve günlük yaşamımızda ortaya çıkan sayısız sorunun çözümünde yardımcı olacaktır.
felsefeyi öğrendikçe bakış açımıza katkılarıyla bütün bu zorluları üstesinden gelip bilimsel bir bakış
açısı kazandıracaktır. Marksist felsefenin öğrenilmesi çalışmalarımızda dolaysız bir biçimde yarar
sağlayacak ve günlük yaşamımızda ortaya çıkan sayısız sorunun çözümünde yardımcı olacaktır.
Egemen olan burjuva-feodal sistem, iktidarını sürdürmek için aklın üzerindeki baskıyı ve zulmü
her geçen gün artırmaktadır. Bunun için kendine güveni olmayan ve yarına umutsuz bakan bireyler geliştirmek istiyor. Bizlerin adına karar vermeye çalışan burjuvazinin baskıcı iktidarını yok etmek
istiyorsak ve daha güzel bir yaşam için savaşım veriyorsak, burjuvazinin panzehiri olan proletaryanın
dünya görüşünü kavramak; bunun yöntemi olan diyalektik ve tarihsel materyalist felsefeyi öğrenmek
ve yaşamda karşımıza çıkan her soruna, olay ve olgulara bu yöntemle çözüm üretmek zorundayız.
Sadece bilimsel bir dünya görüşü yol göstericimiz olacaktır. Bunun anahtarı da Marksizm’in bilimsel felsefesidir.
her geçen gün artırmaktadır. Bunun için kendine güveni olmayan ve yarına umutsuz bakan bireyler geliştirmek istiyor. Bizlerin adına karar vermeye çalışan burjuvazinin baskıcı iktidarını yok etmek
istiyorsak ve daha güzel bir yaşam için savaşım veriyorsak, burjuvazinin panzehiri olan proletaryanın
dünya görüşünü kavramak; bunun yöntemi olan diyalektik ve tarihsel materyalist felsefeyi öğrenmek
ve yaşamda karşımıza çıkan her soruna, olay ve olgulara bu yöntemle çözüm üretmek zorundayız.
Sadece bilimsel bir dünya görüşü yol göstericimiz olacaktır. Bunun anahtarı da Marksizm’in bilimsel felsefesidir.
0 yorum :
Yorum Gönder